En Büyük Ağırlık, Geçmiş...

, , No Comments
En Büyük Ağırlık, Geçmiş... 

Hayatınız da mücadele etmekten vazgeçtiğiniz anlar oldu mu ? Kesin, muhakkak olmuştur. Biliyor musunuz ? Böyle mücadele ruhu falan diyen ben bile an geldi mücadele etmekten korkan biri haline gelmiştim. Hani psikoloji de "Tükenmişlik Sendromu" olarak bahsedilen ve gelecek nesilde bir çok kişiyi "Depresyon" çukuruna çekeceği söylenilen o sendrom var ya işte onun tamda tipsiz kuyusundaydım. Geçmiş ve gelecek arasında o kadar gidip geliyordum ki anlatamam. O kadar ki, sosyal bağlardan kopuş noktasına gelmiştim. Tabii bu durum dış çevreye de ister istemez yansıyordu. Özellikle de aileye...
Bir gün bu durumumu fark eden ağabeyim. Beni yanı başına alarak başladı anlatmaya, "Bak kardeşim, bizler  doğduğumuz an hayat sırtımıza bir tane küfe, sepet yükler. Zaman geçer o sepet dolmaya başlar. İşte o sepeti dolduran yaşadıkların yani geçmişindir. Zaman geçtikçe o sepetin ağırlığı artmaya başlar an gelir taşıyamaz olursun. Bu yüzden sana tavsiyem, kendine hayali bir ambar, kiler yap. Taşıma o sırtında ki sepeti, sen taşıdıkça ağırlaşır her an... Şimdi soracaksın ki ağabey ben ne yapayım. Git o ambara, kilere bırak o sepeti zaman zaman geçmişine bakmak isteyeceksin. Git, bıraktığın yerden bak o sepete..." 
O günden sonra taşımadım o sepeti sırtımda an geldi ben gittim gördüm görmem gerekenleri... Sonra zaman geçti öğrendim ki, meğerse hayat bizlere sunulan en güzel armağanmış . Lakin biz bu armağanı, geçmişin karanlık günlerine takılı kalarak, geleceğimizin de o karanlık günlerde gibi olacağını hissederek  unutmuşuz. Oysa hayatı şekillendirmek sizlerin elinde, geleceğinize sahip çıkın. Bir gün o ambara çıktığınız da "Keşke"  demek zorunda kalmayın... 
Unutmayın ki,  "Zararın neresinden dönülürse dönülsün, kardır... 
#Jessinkalemi

0 yorum:

Yorum Gönder